9.2 Odak Grupların İşlevi ve Kullanım Alanları
Araştırma çalışmalarımızda kullanabileceğimiz veri toplama yöntemlerinden biri de odak grup tartışmaları ya da kısaca odak gruplar. Odak gruplar, II. Dünya Savaşı sonrası dönemden başlayarak sosyal bilimlerde yoğun olarak kullanılan veri toplama araçları olarak ön plana çıkıyor. Ünlü sosyal bilimci Merton, 1940’larda Columbia Üniversitesi’nin Uygulamalı Sosyal Bilimler Bürosu’nda Lazarsfeld ile radyo dinleyici araştırmalarında beraber çalışarak edindiği deneyimlerini 1946 yılında ortak yazarı Kendall ile birlikte The Focussed Interview (Fokus Görüşmeler) başlığıyla makale olarak yayınlıyor ve bu pratiğin yaygınlaşmasına katkıda bulunuyor. Merton, yaşamının geri kalanında araştırmacı ve “yetenekli” bir görüşmeci/moderatör olarak çalışmaya devam ediyor ve odak grup yöntemine önemli katkılarda bulunuyor. Daha 1940’larda bile reklam ve pazarlama araştırmalarında yoğun olarak kullanılan odak grup yöntemi şu anda sosyal bilimin birçok alanında vazgeçilmez bir yer alıyor.
Neden Odak Grup Yapalım?
Odak grupların yöntemsel inceliklerine geçmeden öncelikle yanıtlamamız gereken soru, “neden odak grup yöntemini tercih ediyoruz?” olmalı. Bir araştırmacı için odak grup yöntemine başvurmanın çok sayıda iyi nedeni olabilir. Kısaca özetlemeye çalışırsak:
Odak gruplar topluluk dinamiğini yansıtır:
Öncelikle odak grupların “toplu” anketler olmadığının altını çizelim, anketler katılımcıların tek başlarına gerçekleştirdikleri bir eylemken, odak gruplarda başkaları da bulunur, yani bir topluluk içerisinde gerçekleşir. Odak gruplarına hazırlanırken de, yönetirken de, araştırma sonuçlarını yorumlarken de bu topluluk halini mutlaka aklımız da bulundurmamız gerekir. Odak grup katılımcıları görüşlerini “diğerlerinin” varlığında belirtirler. Anketlerin ya da -özellikle de laboratuvarda yapılan- deneylerin yapaylığına karşın, odak gruplara katılanlar gerçek hayatta karşılaştıkları toplumsal baskıların bir benzerini odak gruplarda da hissederler. Katılımcılar görüşlerini diğer katılımcılarının varlığında ve onların söylediklerini göz önünde tutarak ya da o görüşlere yanıt olarak belirtirler, bu da gerçek yaşamdaki düşünce geliştirme sürecine daha yakındır. Odak grupların kendi küçük grup dinamikleri, yaşamdaki toplumsal dinamikleri bir ölçüde taklit edebilir. Araştırmacının odak grupları oluştururken ya da odak grup rehberini oluştururken bu taklide katkıda bulunma şansı olur.
Odak grupların bu toplumsallık özelliği; görüşlerin, tutumların ya da tercihlerin oluşma dinamiklerini merak eden araştırmacılar için çok cazip bir olanak sağlar. Görüşlerin başkalarının varlığında ve onlara yanıt olarak geliştirilmesi, toplumsal tartışmaların bir tür simülasyonunu gerçekleştirmek isteyen araştırmacılar için de bir fırsattır. En önemlisi, toplumsal baskıların odak gruplarda da gerçekleşmesini gözlemlemek araştırmalar için önemli bir olanak sağlar.
Odak Gruplar Katılımcının Perspektifinden Bakmamızı Sağlar:
Odak grupların grup dinamiği bu araştırma yöntemini cazip kılan birinci nedenken, odak grupların katılımcıların gözünden veri toplamaya olanak vermesi de ikinci önemli neden olabilir. Bazı araştırma yöntemleri -anketler ve deneyler gibi- araştırmacının gözünden veri toplamaya odaklanırken, bazıları da görüşülen kişinin gözünden bilgi sağlar. Odak gruplar ve derinlemesine görüşmeler bu tür araştırmalar arasında sayılabilir. Odak gruplarda araştırmacılar çok az sayıda soru sorarlar ve konuşmalar daha çok katılımcılar arasında geçer. Katılımcılar kendileri istedikleri kadar kendi kelimeleriyle konuşurlar ve açık uçlu sorulara yanıt verirler. Böylelikle konuşma araştırmacı tarafından yönlendirilmiş olsa da, katılımcılar tarafından biçimlendirilir.
Odak grupların spontanlığı ve katılımcı perspektifini taşıması birçok araştırma sorusu açısından bu yöntemi cazip kılar. Örneğin daha önce çalışılmamış bir konuyu araştırmak istersek, odak gruplar başlangıç hipotezlerimizi oluşturmak için cazip bir alan oluştururlar. Az çalışılmış ya da az veri bulunan konularda odak gruplara başvurmak doğru bir tercih olur.
İkincisi, odak gruplar karar verme süreçlerinin nasıl gerçekleştiğini görmemizi sağladığından, herhangi bir tartışmalı konuda bireylerin nasıl görüşlerini oluşturduklarını ve nasıl kararlarını verdiklerini anlamayı isteyen araştırmacılar bu yönteme başvurabilirler. Örneğin yardım alanlar ile yürütülen bir odak grup çalışması, katılımcıların bu konudaki algılarını ve değerlendirmelerini bize detaylı olarak sunar.
Üçüncüsü odak grupların katılımcıların perspektifini sunan yaklaşımı, toplumsal konularda tartışmaların nasıl yürütüldüğünü bize gösterir. Kamusal alanda görüşlerin ve karşı görüşlerin nasıl sergilendiği ve katılımcıların nasıl uzlaşmalara ya da uzlaşmamalara vardığını gözlemlemek için odak gruplar çok iyi olanaklar sunar. Keza, daha önce de değindiğimiz gibi odak gruplar anket sorularının nasıl anlaşıldığını anlamak için de iyi bir imkan sunar.
Odak Gruplar Farklı Düzeylerde Analiz Yapmamızı Sağlar:
Odak gruplarda farklı düzeylerde veri topladığımızdan, farklı düzeylerde de analiz yapmamız mümkün olur: Bireysel düzey, grup düzeyi ve etkileşimleri. Bazı araştırmacılar odak grupları bireysel yanıtları kolaylıkla toplamak içi kullanırlar, örneğin mültecilerin yardım arama süreçlerinde hangi kurumlara başvurduklarını anlamak için yapılacak 24 derinlemesine görüşmenin hem yapılması hem de analiz edilmesi oldukça zahmetli olabilir. Bunun yerine 8’er kişilik üç odak grup tartışması bu soruya daha kolay yanıt alınmasını sağlar. Odak gruplarda pek yaygın olmamakla birlikte farklı odak gruplara katılanlardan alınan yanıtların sayılara dönüştürüldüğü ve niceliksel analizde kullanıldığı da görülür.
Odak grup örneklemlerinin genellemelere ne kadar olanak sağladığını tartıştığımızda bu yöntemsel tercihin pek de doğru olmadığını göreceğiz. Üstelik bu tür bir yaklaşım, odak grupların toplumsal bir ortam olduğunu yok saydığından elde edilen bilgilerin yeterli bir kullanımına izin vermez.
Oysa odak grupların dinamiği, grup bazında analiz yapmamızı sağlar, grupların ayrıştığı ya da birleştiği konular; bu konuların karşılaştırılması araştırmacı için çok zengin bilgiler sağlayabilir. Örneğin siyasal kutuplaşmayı çalıştığımız bir araştırmada, farklı siyasi görüşlere sahip kişilerden oluşan grupların birbirleri hakkındaki görüşlerini öğrenmeye çalışırken; bütün grupların “ötekisi” olarak Suriyelilerin ortaya çıkması çarpıcı bir bulgu olarak dikkatimizi çekmişti.
Öte yandan sadece grup düzeyindeki sonuçlara odaklanmak da, odak grupların dinamik niteliğini gözden kaçırmamıza yol açabilir. Odak gruplarda bir uzlaşmaya varılsa bile bu uzlaşma tartışmalar sonucunda gerçekleşir. Yapabileceğimiz bir başka analiz de bu tartışmaların dinamiklerini sergilemek, bu dinamiklerin gruptan gruba ve bağlamdan bağlama nasıl değiştiğini anlamak olabilir. Herhangi bir seçimde, seçmenlerin adayların nasıl değerlendirdiğini farklı odak gruplarda tartışıp, tartışmaların nasıl geliştiğini gözlemleyebiliriz. Bu açıdan çok zengin bir veriye erişebiliriz.
Özetle odak grupları toplumsal olarak inşa edilmiş olgu/kavramları; grup süreçlerini; sosyal ortamlarda bireylerin nasıl davrandığını, düşüncelerini nasıl aktardıklarını; özellikle hassas ya da tabu konularda ve genel olarak yeterli bilginin olmadığı konuları anlamak için kullanabiliriz.
Odak Grup Sonuçlarını Nasıl Kullanabiliriz?
Odak gruplardan elde ettiğimiz sonuçları iki türlü kullanmamız mümkün. Öncelikle odak grupları başka araştırma yöntemlerine destek olarak kullanabiliriz, bu yöntemin kurucularından Merton odak grupları yöntemini anket ve benzeri yöntemlerin öncesinde, soru formlarını geliştirmek, test etmek ya da sayısal verilerle test edilecek hipotezleri geliştirmek amacıyla kullanılması gerektiğini öne sürüyor, birçok akademik çalışmada da odak grupların bu amaçla kullanıldığını görüyoruz.
Öte yandan odak grupların başlı başına bir veri toplama yöntemi olarak kullanıldığına da daha sık rastlanıyor. Grup dinamiklerine odaklanan ya da toplumsal bağlamı anlamaya çalışan birçok araştırmacı çalışmalarını odak gruplardan elde edilen verilerle destekliyor, başka veri toplama yöntemlerine başvurmuyorlar. Yine de odak gruplardan elde edilen bulguların “betimsel” olarak nitelendirildiği ve diğer yöntemlerle desteklenmesi gerektiğini de savunanların sayısı az değil.
Daha da yaygınlaşan bir yöntemsel tercih, odak grupları diğer veri toplama yöntemleriyle birlikte kullanmak. Örneğin son dönemde sayısı artan üçgenleme (triangulasyon) çalışmaları farklı yöntemlerle toplanan verilerin birbirilerini desteklemesine odaklanır. Anketlerden elde edilen verileri daha derinlemesine tartışmak için odak gruplar çok iyi işlev görebilirler, bu verileri “büyük veri” analizleriyle de desteklemek mümkün olur.
Öte yandan farklı bağlamlarda toplanan verilerden elde edilen sonuçların karşılaştırılamayacağını da iddia edenler bulunuyor. Anketler gibi yalıtılmış bir ortamda verilen yanıtlar ile odak grupların toplumsal etkileşime dayanan verilerinin karşılaştırılması yanıltıcı olabilir. Bu nedenle de benzer sonuçların farklı ortamlarda elde edilmesine odaklanan triangulasyon yerine farklı yöntemlerin bütünleşik olarak kullanılmasını önerenler var. Örneğin mültecilerle yürütülen bir çalışmada önce bir geniş ölçekli anket çalışması yapılabilir, daha sonra aralarından seçilecek bazı mültecilerle odak grup çalışmalarına yönelerek tek başına verilen yanıtların toplumsallık içerisinde nasıl değerlendirildiği görülebilir, bu bütünleşik yaklaşım bir araştırma sorusuna farklı perspektiflerden yanıt verilmesini sağlar.